top of page

Kültür Nedir?

4 dk.

67

Yayınlanma: 2 Şubat 2023

Güncelleme: 17 Mayıs 2024

Kültür, insanlığın en karmaşık ve derin yapılarından biridir.


Hayatın her alanını etkileyen ve renklendiren bu kavram, tarih boyunca insan topluluklarının değerleri, inançları, davranışları, sanatları ve iletişim biçimleri gibi pek çok yönünü şekillendirmiştir. Gelenekler, alışkanlıklar ve ritüellerden çok daha fazlasını ifade eden kültür, aynı zamanda kimliğimizi, bağlılıklarımızı ve toplumsal yapımızı oluşturmanın temel taşıdır. Bu yazıda, kültürün karmaşıklığını ve derinliğini anlamaya çalışacak, ne anlama geldiğini keşfedeceğiz.


Kültür Nedir?

Kültürü tanımlamak, adeta soyut bir resmi betimlemek gibidir.


Çok yönlü ve karmaşık bir yapıya sahip olan bu kavram, sadece sanatla sınırlı değildir; düşünce biçimlerimizden geleneklerimize, inanç sistemlerimizden giyim tarzlarımıza kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Ancak bu çeşitlilik, kültürün önemini ve karmaşıklığını artırarak, onu anlamayı ve tanımlamayı zorlaştırır. Günlük yaşamda kültür, farklı ülkelerden insanların bir araya gelip aynı müziği dinlemesi, aynı yemeği tatması veya aynı ritüelleri paylaşması gibi birleştirici bir güç olarak kendini gösterir. Dolayısıyla kültürü tanımlamak, sadece akademik bir çaba değil, aynı zamanda insanlığımızı keşfetme, farklılıkları anlama ve değerlerimizi gözden geçirme yolculuğudur.



Kültürün Çeşitli Tanımları ve Gelişimi

1952 yılında, Amerikan antropologlar Kroeber ve Kluckhohn, kültürün ne kadar çeşitlilik gösterebileceğini ortaya koymak için geniş çapta bir araştırma yapmış ve 164 farklı kültür tanımını bir araya getirmişlerdir. Bu çeşitlilik, kültürün kullanımının bağlama göre ne kadar değişebildiğini göstermektedir.


İlk olarak, Matthew Arnold 1867'deki eseri "Culture and Anarchy" ile kültürü, özel, entelektüel veya sanatsal çabalar sonucunda elde edilen ürünler olarak tanımlamıştır. Bugün bile bu tanım, "yüksek kültür" olarak anılan popüler kültürün zıddını ifade etmektedir. Arnold'a göre, kültüre sahip olanlar toplumun sadece küçük bir kesimini oluşturur, diğerleri ise anarşiye yol açan unsurlardır. Bu yaklaşım, kültürü daha çok estetik bir bağlamda ele alır.


Buna karşılık, Edward Tylor 1870'te "Primitive Culture" adlı çalışmasında, kültürün tüm sosyal gruplar arasında evrensel bir nitelik olduğunu savunmuş ve "Kültür, toplumun bir üyesi olarak insan tarafından edinilen bilgi, inanç, sanat, ahlak, hukuk, gelenek ve diğer yetenekler ve alışkanlıkların karmaşık bir bütünüdür" şeklinde tanımlamıştır. Tylor'un bu tanımı, antropoloji alanında uzun süre etkili olmuş ve politik bilimciler tarafından 1950'lerin sonlarına doğru "politik kültür" olarak sınırlanmıştır. Ancak, Tylor'un "karmaşık bütün" anlayışı, evrimci düşünceyi reddeden antropologlar tarafından bile kabul görmüştür.


Son olarak, Franz Boas'ın yirminci yüzyıldaki çalışmaları ve 18. yüzyılda Johann von Herder'in fikirleriyle şekillenen görüşler, kültürü daha da çeşitlendirmiştir. Boas, Tylor ve Arnold'un aksine, farklı toplumların her birinin kendine özgü ve farklı kültürleri olduğunu savunarak, kültürel evrimcilerin tek tip kültür vurgusuna meydan okumuştur. Boas ayrıca, kültürün değer yargılarını sorgulayarak, hiç kimsenin kültürünü "düşük" veya "yüksek" olarak değerlendirmemesi gerektiğini vurgulamıştır.


 

Kültür Tanımları

Kültür Tanımları

Tylor (1870)

Kültür, toplumun bir üyesi olarak insan tarafından edinilen bilgi, inanç, sanat, ahlak, hukuk, gelenek ve diğer yetenekleri ve alışkanlıkları içeren karmaşık bir bütündür.


Kroeber ve Kluckhohn (1952)

Kültür, insan topluluklarının kendine özgü başarılarını oluşturan, yapay ve somut olan, semboller tarafından elde edilen ve aktarılan davranışlar ve yapay zeminde yapılan düzenlemeler de dahil olmak üzere; Kültürün temel çekirdeği geleneksel (yani tarihsel olarak türetilmiş ve seçilmiş) fikirleri ve özellikle onların ekli değerlerini içerir; Bir yandan, kültür sistemleri bir yandan eylem ürünleri olarak düşünülebilir, öte yandan gelecekteki eylemin koşullu unsurları olarak düşünebilirler.


T.Schwartz (1992)

Kültür, bir popülasyonun veya bir toplumun bireyleri tarafından öğrenilen ya da yaratılan, geçmiş nesillerden, çağdaşlardan ya da bireylerin kendileri tarafından kurulan yorumlamalardan (anlamlardan) oluşan deneyimlerin türevlerinden oluşur.


Hofstede (1994)

Kültür, bir grubun üyelerini veya diğer insan kategorilerini birbirinden ayıran aklın veya beynin kolektif olarak programlanmasıdır.


Matsumoto (1996)

Bir grup insan tarafından paylaşılan, ancak her birey için farklı olan, bir nesilden diğerine iletilen tutumlar, değerler, inançlar ve davranışlar dizisidir.


Spencer-Oatey (2008)

Kültür, bir grup insan tarafından paylaşılan ve her bir üyenin davranışını etkileyen (ancak belirlemeyen) bir dizi temel varsayımlar, değerler, hayata yönelimler, inançlar, politikalar, prosedürler ve davranış kurallarıdır.



Kültür Mirası

Kültür Mirası

Kültür, insan topluluklarının biriktirdiği zengin ve karmaşık bir mirastır. Düşünceler, inançlar, davranışlar ve yaşam tarzları gibi unsurlarla şekillenen bu miras, nesiller boyu aktarılır ve evrimleşir. Kültür, bir toplumun kimliğini, geçmişini ve geleceğini yansıtan canlı bir aynadır.


Kültür, sadece sanat ile sınırlı olmayıp, düşünce biçimleri, gelenekler, inanç sistemleri, ritüeller, giyim tarzları, yiyecekler ve mimari gibi bir dizi alanda kendini gösterir. Bu çeşitlilik, kültürün tüm dillerde farklı anlamlar taşıyan zengin bir kavram olmasıni sağlar.


Dünya genelindeki farklı toplulukların zenginliği, kültürün derinliği ve çeşitliliğiyle doğrudan ilişkilidir. Kültür, insanları bir araya getiren ve onların farklılıklarını bir zenginlik olarak kutlamayan birleştirici bir güçtür. Kültürel etkileşimler yeni fikirlerin, düşüncelerin ve değerlerin paylaşılmasını sağlar ve bu süreç, kültürlerin sürekli evrimine katkıda bulunur.


Her kültür, tarih boyunca biriktirilen bilgi ve deneyimlerle şekillenir. Bu miras, gelecek nesillere aktarılırken, yeniden yorumlanır ve güncellenir. Kültürün evrensel ve yerel unsurları, bir topluluğun hem genel hem de özgün kimliğini yansıtmasını sağlar.


Kültür, tarih, deneyim ve paylaşılan ifadelerin dokunduğu bir halı gibi nesiller arası boşlukları doldurur, sınırları aşarak bireyleri birleştirir ve zamanı aşar. Kültürü anlamak, sadece akademik bir amaç değil, aynı zamanda kendi insanlığımızı keşfetmek, geçmiş ve bugünkü toplumların kolektif ruhuna bir yolculuktur. Kültürün katmanlarına daldıkça, insan varlığının zenginliğine dair içgörüler kazanır, empati ve hoşgörü geliştiririz. Bu süreç, içinde yaşadığımız çeşitlilik dolu dünyaya daha derin bir saygı duymamızı sağlar.


Kültürün anlamını keşfetme yolculuğumuz, onun gizemlerini çözme, güzelliğini kutlama ve kültürün hayatlarımızı şekillendirme ve tarih akışını belirleme konusundaki hayati rolünü tanıyan küresel bir diyalog geliştirme sürecidir.

İçindekiler

Benzer Yazılar

Medeniyet ve Kültür

Küreselleşme ve Kültür

Farklı Kültürlerde Dil

bottom of page