top of page
  • Osmancan Çekinmez

Medeniyet ve Kültür

Güncelleme tarihi: 20sa.

Medeniyet ve kültür, insanlığın tarih boyunca şekillendirdiği en büyük kavramlardan ikisidir. Birbirleriyle iç içe geçmiş ve birçok yönden birbirine etki eden bu iki olgu, toplumların gelişiminde ve kimliklerinin oluşturulmasında kilit roller üstlenir. Bu yazımızda, medeniyetin ve kültürün birbirleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu ve nasıl bir arada var olduklarını keşfedeceğiz.


Medeniyet ve Kültür

İçindekiler


 

Kültür ve Medeniyet Tanımı

Küreselleşen dünyamızda medeniyet ve kültür tanımları tam olarak kavranamadığı için çok kez birbirlerinin yerine veya birbirlerini tamamlayıcı nitelikte kullanılmaktadır. Medeniyet ve kültür, tarihsel süreç boyunca antropologlar ve sosyologlar tarafından çok fazla tartışılan terimler olmuştur. Bu yüzden bu iki terim arasındaki farkın iyi anlaşılmasının dünyamızı daha iyi kavrayabilmek açısından çok önemli olduğu düşünülmektedir.


Kültür, Latin alfabesinden (cultura) gelen eski bir terim olup, aynı anlamı ifade etmektedir.

Medeniyet (civilization) terimi ise aynı şekilde Latin alfabesinden gelen (civis kökeninden) bir terim olup, 18. Yüzyılda Fransa’da ve daha sonra İngiltere’de aynı sözcükle ifade edilmiştir.


Edward B. Tylor hem kültür hem de medeniyeti içeren medeniyet nosyonunu geliştirmiştir. Tylor bu terimlerde karışıklığa neden olmuştur. Her ne kadar medeniyeti kültürden daha geniş bir olgu olarak tanımlasa da, her iki terimi birbirleri yerine kullanmıştır. İkisi arasındaki farkın çok bir şey ifade etmediğini belirtmiştir. Tylor “Primitive Culture (1872) çalışmasında kapsamlı kültür-medeniyet tanımı yapmıştır. Buna göre, kültür-medeniyet, toplumun bir üyesi olarak insan tarafından edinilen bilgi, inanç, sanat, ahlak, hukuk, gelenek ve diğer yetenekleri ve alışkanlıkları içeren karmaşık bir bütündür. Tylor’un çalışmalarından medeniyetin daha geniş bir kapsamı olduğu çıkarılmaktadır.


Norbert Elias, medeniyetin sürekli hareket halinde olan ve devamlı olarak ilerleyen bir süreci tanımladığını ortaya çıkarmıştır. Medeniyet genelleştirmedir ve farklılıkları önemsememektedir.


Bilim adamları, medeniyeti genellikle bazı toplumların sahip olduğu bir dizi özellik olarak tanımlamışlardır: tarım, gemicilik, metal işleme, matematik, anıtsal yapı, yazı, şehirler, hükümet, para birimi, vergilendirme ve karmaşık din. Çoğunlukla “medeniyet” kentleşmiş ve hiyerarşik olan toplumları tanımlamak için kullanılmıştır.


Medeniyet kelimesi, “vatandaş” anlamına gelen Latince “civis veya civilis” kelimesinden gelir ve bir devlete veya bir tür yönetici otoriteye sahip bir devlete üyelik anlamına gelir.

Vatandaşlık kavramı politik, sosyal, ekonomik ve dini organizasyonlar vasıtasıyla insanların isteyerek bir arada bulunmasıdır. Toplumun çıkarları söz konusu olduğundan insanlar birbirleriyle kaynaşmaktadırlar. Zaman içerisinde dünya medeniyeti organizasyonların ötesinde bir anlam ifade etmeye başlamıştır. Örgüt-dünya hakkında özel paylaşılan bir düşünce biçiminin yanı sıra, sanat dünyasından dramaya ve başka kültürel olaylara ev sahipliği yapan o dünyaya yansıması anlamına gelmektedir. Asıl anlamı, insanların vatandaş olarak bir arada yaşadıkları tarz ya da durumdur.


Medeniyet, faydalı tarihsel bir kavramdır, ancak insanları dışlamak için sıkça kullanıldığının da farkında olmalıyız. Eskiden kentleşmiş insanlar şehrin dışında yaşayanları barbar olarak görme eğilimindeler. Barbar kelimesi Yunancada, Yunanca konuşmayalar için ortaya çıkmış bir kelimedir ve çoğunlukla Farisilerden bahsedilirken kullanılmıştır. Onları daha az medeniyet sahibi olarak görmüşlerdir.


19. yüzyıla kadar Avrupalılar medeniyeti ırklara göre sınıflamışlardır. Beyaz Avrupalılar kendilerinin doğal olarak diğer ırklardan daha fazla medeni olduklarına ve diğer ırklara nasıl medeni olacaklarının da öğretmeleri gerektiğine inanmaktaydılar.


Medeniyet, tarıma, uzun mesafeli ticarete, devletin yönetim biçimine, mesleki şehircilik ihtisaslaşması ve sınıfsal tabakalaşmaya bağımlılığı ile karakterize edilen karmaşık bir toplum veya kültür grubudur. Bu temel unsurlarla birlikte medeniyet, gelişmiş bir ulaşım sistemi, yazı, ölçüm standartları, resmi hukuk sistemi, mükemmel sanat tarzı, anıtsal mimari, sofistike metalürji ve astronomi gibi bir dizi ikincil unsurun bir araya gelmesiyle hesaba katılmaktadır.


İnsan toplumunda, sanat ve bilim alanındaki ilerlemenin belirleyici olduğu ileri düzeyde entelektüel, kültürel ve maddi gelişme hali oluşmaktadır. Ayrıca, yazı sayesinde karmaşık siyasi ve sosyal kurumlar hakkında kayıt tutulması yaygın olarak yürütülmektedir. İnsanlar bu kayıtlar yüzünden kendilerinden daha önceki medeniyetler hakkında bilgi edinebilmektedirler.

Albert Schweitzern'e göre, bireylerin ruhsal olarak mükemmelleşmesine yardım ettiği sürece, medeniyet insanoğlunun her bir eylem alanındaki ve her açıdan bakış açısıyla gerçekleştirdiği gelişmenin toplamıdır.


Oxford English Dictionary'e göre “medeniyet veya medeni olma” gelişmiş veya gelişmiş insan toplumunun eylemi veya sürecidir.


Kültür gelenek ve inanışlar, sanat, yaşam şekli ve bir ülkenin sosyal örgütlenmesidir. Bunun yanı sıra medeniyet ise insan topluluğunun gelişmiş ve organize olmuş halidir. Günlük yaşamımızda kültür ve medeniyet arasında farklılıklar vardır.


Kültürde nesilden nesile aktarım gerçekleşmekte ve insanların günlük yaşamda neyi nasıl yapacağı belirlenmektedir. Ayrıca kültür ve sosyal yapı her birini etkilemektedir.


Diğer taraftan medeniyette ise insan aklının gelişmesiyle insanların yarattıkları önem kazanmaktadır. Kültürde insanların yaşam şekli, dini inanışları, düşünce sistemi önem kazanırken, medeniyet ise teknolojide gerçekleştirilen gelişmeler ve insanların daha uygun bir hayat tarzına ulaşabilmesi için ekonomik düzenlemeleri içermektedir.


Bu yüzden kültür değişim için zorlanmadıkça veya çok özel bir kültür olup yok olmadıkça çok uzun bir süre devam edecektir. Buna karşın medeniyette gelişme sonlanabilir ve yeni bir medeniyet oluşabilir.


 

Medeniyet'in Özellikleri


Medeniyetin Özellikleri

Medeniyet’in Ayırt Edici Özellikleri

Uygarlık, geçim yolları, yaşam şekli, yerleşim şekilleri, devlet biçimleri, sosyal tabakalaşma, ekonomik sistemler, okuryazarlık ve diğer kültürel özellikler ile ayırt edilmiştir.


Tüm insan medeniyetleri geçim için tarıma bağımlıydı.

Özellikle insanların sulama ve mahsul rotasyonu gibi yoğun tarımsal teknik kullanımlarında, çiftliklerde ürün yetiştirmek ve sonuçta gıda ürününe dönüştürmek aşamalarında gelişmiş teknolojilere ihtiyaç duyulmuştur. Bu gıda ürünleri fazlası, insanların yaşamları için gıda üretiminin yanı sıra bir şeyler yapmasına izin verir ve ayrıca bir iş bölümü ve daha çeşitli insan faaliyetlerine neden olmuştur.


Farklı Yerleşim Düzenleri

Medeniyetler diğer toplumlardan belirgin bir şekilde farklı yerleşim düzenlerine sahiptir.


Karmaşık Politik Yapı

Diğer toplumlarla karşılaştırıldığında medeniyetler, Devlet gibi, karmaşık politik yapıya doğru hareket etmişlerdir. Sosyal sınıflar arasında daha büyük bir fark vardır. Genelde şehirlerde yoğunlaşan egemen sınıf, fazlalığın üzerinde kontrol sahibi olmakta ve hükümet veya bürokrasinin eylemleri aracılığıyla da uygulamalar yapmaktadır.


Daha karmaşık mülkiyet modellerinin sergilenmesi

Tek bir yerde yaşamak, insanların göçebe insanlardan daha fazla kişisel mal biriktirmelerini sağlamaktadır. Bazı insanlar ayrıca toprak mülkiyeti veya arazinin özel mülkiyetini edinebilmektedir.


Kültür ve Medeniyet

Kültür gelenek ve inanışlar, sanat, yaşam şekli ve bir ülkenin sosyal örgütlenmesidir. Bunun yanı sıra medeniyet ise insan topluluğunun gelişmiş ve organize olmuş halidir. Günlük yaşamımızda kültür ve medeniyet arasında farklılıklar vardır. Kültürde nesilden nesile aktarım gerçekleşmekte ve insanların günlük yaşamda neyi nasıl yapacağı belirlenmektedir. Ayrıca kültür ve sosyal yapı her birini etkilemektedir.


Diğer taraftan medeniyette ise insan aklının gelişmesiyle insanların yarattıkları önem kazanmaktadır. Kültürde insanların yaşam şekli, dini inanışları, düşünce sistemi önem kazanırken, medeniyette ise teknolojide gerçekleştirilen gelişmeler ve insanların daha uygun bir hayat tarzına ulaşabilmesi için ekonomik düzenlemeleri içermektedir. Bu yüzden kültür değişim için zorlanmadıkça veya çok özel bir kültür olup yok olmadıkça çok uzun bir süre devam edecektir. Buna karşın medeniyette gelişme sonlanabilir ve yeni bir medeniyet oluşabilir.


Kültür ve Medeniyet Kıyaslaması

  • Medeniyet kültürden daha kapsayıcı bir olgudur, çünkü kompleks yapıdaki toplum belirli bir alanda devlet formunda hatta kültürü içermektedir.

  • Kültür sonsuzdur ve insanlık üzerinde tam olarak etkisi vardır. Medeniyet ise senkronizedir ve şimdiki zamanla aynı hızla devam eder.

  • Kültür genellikle medeniyet içerisinde var olur ve bu anlamda her medeniyet sadece bir kültür değil, birçok kültürü içerisinde barındırabilir.

  • Eğer bir medeniyet kültüre sahip değilse medeniyet olarak adlandırılamaz. Bir medeniyet ne kadar küçük olursa olsun bir kültüre sahip değilse içi boş bir hale gelecektir.

  • Kültür hissedilebilir veya algılanabilir bir olgudur. Sanki olmayan bir şey gibidir. ancak medeniyet bütünüyle görünebilir.

  • Kültür dil formunda sembollerle geçirelebilir.


Medeniyetin Tarihi


Medeniyetin Tarihi

İnsanoğlunun medeniyet olarak atfedilen bu kavramı geliştirmesinde önce birçok faktörün bir araya gelmesi gerekmektedir. Birincisi şehir olarak sınıflandırılan yerleşim yerlerinin varlığıdır. Bu şekilde toplumun büyük bir kısmına yetecek kadar gıda üretiminin gerçekleştirilmesi mümkün olabilecektir. Bu şekilde bir araya gelen insan toplulukları binaların inşaatını, sanatsal faaliyetlerini, savaşma tecrübelerini ve devleti yürütebilecek merkezi bürokrasi mekanizmasını oluşturabilecektir. Medeniyet en azında temel halk hizmetleri sunmak zorundadır. Halk hizmetleri organizasyonunda yazı sistemi tamamıyla kaçınılmaz bir araçtır. Ancak yazı gelişimi medeniyetin gelişmesine çok fazla etki etmektedir. Arkeolojik kanıtlarla elde edilen objelerden tarih öncesi bilgilere ulaşılmaktadır. Ancak tarih dokümanlar dayanmaktadır. Medeniyet ve yazıların başlama zamanı olarak da MÖ. 3100 yıllarına dönülebilmektedir.

 

Önemli Medeniyetler


Önemli Medeniyetler

Mezopotamya ve Mısır: MÖ. 3100

Medeniyetlerin gelişmesinde büyük nehirler önemli bir rol oymamışlardır. MÖ 3200’lü yıllarda Güney Doğu Asya ve Kuzey Doğu Afrika’nın birleştiği yerde en eski iki medeniyet geliştirilmiştir. Sümerler, Güney Doğu Irak ile Fırat ve Dicle dağlarının arasında yerleşmişlerdir. Mısır ise, Nil nehrinin uzun ve dar şeridinde ortaya çıkmıştır. Tarım alanlarını sulamak için nehirden su temin etmişler ve herhangi bir yol inşa etmeden en kolay ulaştırma yöntemlerine ulaşmışlardır. Nehirler daha sonra kurulan Hint ve Kuzey Çin medeniyetlerinin gelişmesinde de aynı şekilde önemli bir rol oynamıştır.


Indus: MÖ. 2500

Hindistan’ın ilk medeniyetinin Mezopotamya’dan mı etkilendiği yoksa kendiliğinden mi geliştiği hakkında kesin bir bilgi yoktur. MÖ. 2500 yıllarında Indus nehri kıyıları boyunca neolitik köylerden insanların bir araya geldikleri ve kendilerine has bir kültürün gelişmesinin başladığı söylenebilir. Indus medeniyeti iki büyük şehri ile anılmaktadır. Bu şehirler Harappa ve Mohenjo-daro olup Mısır ve Mezopotamya’dan daha geniş bir alana sahiptir. Bu medeniyet 1000 yıl kadar mükemmel bir şekilde devam etmiştir.


Ege: MÖ. 2000

Kendine has farklı medeniyetlerin geliştiği diğer bir bölge ise Ege denizidir. Koyları ve Yunanistan’ın keskin kıyısal bölgeleri ve aynı bölgede yer alan birçok küçük adaları insanlar arasında ticaretin gelişmesine yardımcı olmuştur. Ege Medeniyeti Akdeniz kültürünün çok canlı geleneğinin başlamasını sağlamıştır.


Çin: MÖ. 1600

İnsanlık tarihindeki en uzun ve istikrarlı medeniyettir. Kendine has gelenekleri ve yabancı etkilere karşı gösterdiği direnç ile bu büyük doğu imparatorluğu dünyadan farklı bir biçimde ayrılmış görünmektedir. Tarihi bağımsızlık tavrı ile başlamaktadır. Çin'de M.Ö. 1600’de ortaya çıkan Shang hanedanlığının uygarlığına dair hiçbir tanımlayıcı örnek yoktur. Yazılı metinler bugün Çin ile ilgili karakterlerin tanınmasına yardımcı olmaktadır.


Amerika: MÖ. 1200

Amerikan medeniyetleri Orta Amerika’da Olmecs ve And’larda Chavin ile başlamıştır. Bu kültürler tapınakları merkez olacak şekilde büyük şehirler geliştirmişlerdir. Her ikisi de heykelleri ile meşhurdur. İspanyollar tarafından Orta Amerika’da hem keşfedilip hem de ortadan kaldırılan Azteklerin ve And’larda Anka medeniyetlerinin gelişmesine öncülük etmiştir.


Akdeniz Medeniyeti MÖ. 1000

Lübnan’da yerleşik olan Fenikeliler yaygın bir biçimde ticaret işi ile uğraşmışlar ve Afrika kıyıları hatta Atlantik boyunca koloni kurmuşlardır. Akdeniz emperyalistleri olarak örnek haline gelmişler ve Yunanlılar hatta Romalılar tarafından takip edilmişlerdir. Akdeniz medeniyetlerin çatışması ve sentezi için dünyanın en yaratıcı arenası haline gelmişlerdir.


Bölgesel Medeniyetler: MS. 400-1500

Batıda Yunan ve Roma hakimiyeti, doğuda ise Çin, Orta ve Güney Amerika’da kuvvetli bireysel kültürler yerel geleneklerindeki değişkenlikler göstererek her biri başarılı birer medeniyet olarak bölgelerinde yayılmışlardır. Dünyanın uzun bir dönem medeniyeti sürdürdüğü yerlerde yeni bir kültürün oluşması konusunda karışıklıklar yaşanmıştır. Bunlardan birisi de İslam’dır. Şam ve Bağdat’ta halifeliğin oluşturulması Müslüman medeniyetlerinin Kuzey Afrika’dan Kuzey Hindistan’a kadar yayılmasını sağlamıştır.


Küresel Medeniyetler: MS. 16-20. yüzyıllar

16. yüzyılda ilk sürekli ilişki Avrupa ve Amerika arasında başlamış ve dünya çapındaki medeniyetlerle ilgili yeni bir kavrama doğru kapılarını koloni ve sömürgeleri vasıtasıyla açmıştır. İspanya medeniyeti Latin Amerika’ya ihraç edilmiştir. İngiliz kültürü Hindistan, Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada ve en sonunda Afrika’nın birçok kısmına yayılmıştır. 16. Yüzyıldan 20. Yüzyıla kadar imparatorluk Avrupa medeniyetini dünyaya taşımıştır. Eski ve güçlü yerel kültürlerin üzerini yeni bir kültürle kaplamaya çalışmıştır. 20. yüzyıla kadar Amerikan kapitalizmi ve Rusya Komünizmi iki ayrı itici kuvvet olarak dünyaya ideolojilerini yaymaya çalışmışlardır. Aynı zamanda özellikle popüler Amerikan kültürünü radyo, sinema ve televizyon gibi kitle iletişim araçları aracılığıyla dünyaya yayma imkânı yaratılmıştır. Diğer etkiler arasında çok uluslu şirketler ve internet tarafından benzer etkiler yaratılmıştır. Dünya genelinde bu tür kültürel etkiler tehlike arz etmektedir. Buna karşılık faydaları da bulunmaktadır. Ekonomik sınırlar içerisinde insan toplulukları nerede olurlarsa olsunlar medeniyetlerin imkanlarından yararlanma imkanına sahip olmuşlardır.


 

Medeniyet ve kültür insanlığın evrimi boyunca ayrı ayrı yollar izlemiş olsalar da, birbirleriyle iç içe geçmiş ve birçok kez etkileşimde bulunmuşlardır.


Medeniyetin yarattığı teknolojik ve toplumsal gelişmeler, insanların yaşamlarını dönüştürmüş, dünya üzerindeki ilişkileri yeniden tanımlamıştır. Ancak kültür, insanların kimliklerini, inançlarını, değerlerini ve yaşam tarzlarını şekillendiren temel bir taşıyıcıdır.


Medeniyet ve kültür arasındaki bu karşılıklı etkileşim, insanlığın zenginliklerini ve çeşitliliğini yücelten bir denge oluşturmuştur. Geleceğe bakarken, medeniyetin ilerlemesiyle birlikte kültürün korunmasının ve çeşitliliğin desteklenmesinin önemini unutmamalıyız.


45 görüntüleme

İlgili Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page